Mersin Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’yi de etkisi altına alan Koronavirüs salgını sürecinde yurttaşları bilinçlendirmek amacıyla birçok proje gerçekleştiriyor. Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde görev yapan Dr. Bahar Gülay Çat Bakırve Uzman Klinik Psikolog Yücel Şavklı, virüs tehdidine karşı alınması gereken önlemler ve sürecin psikolojik boyutunu işitme engelli bireylere özel olarak anlattı.Engelsiz videoda, Belediye’nin Türk işaret dili yeminli tercümanı, işaret dili çevirisiyle uzmanlara eşlik etti.
Mersin Büyükşehir Belediyesi, dünyada yüz binlerce insana etki eden ve son günlerde Türkiye’de de halk sağlığını tehdit eden yeni tip Koronavirüs (COVID-19) salgınına karşı tüm birimleriyle özverili bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Büyükşehir, salgının insan sağlığına etkilerini dikkate alarak, tedbir ve mücadele kapsamında çalışmalar yürütürken, virüs tehdidinin psikolojik boyutunu da önemsiyor. Büyükşehir Belediyesi, bu doğrultuda işitme engelli vatandaşlar için virüse karşı alınması gereken tedbirler ve salgının psikolojik etkileri ile ilgili bir video hazırladı.
Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde görev yapan Dr. Bahar Gülay Çat Bakırve Uzman Klinik Psikolog Yücel Şavklı, virüs tehdidine karşı alınması gereken önlemler ve sürecin psikolojik boyutunu işitme engelli bireylere özel olarak anlattı. Engelsiz videoda, Büyükşehir personeli Türk işaret dili yeminli tercümanı Esra Alkan da işaret dili çevirisiyle uzmanlara eşlik etti.
Virüsten korunma yöntemleri anlatıldı
Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde görev yapan Dr. Bahar Gülay Çat Bakır, vaka sayılarındaki artışı azaltmak için ellerin sık sık, en az 20 saniye boyunca, su ve sabunla yıkanması gerektiğini hatırlatarak, “Eğer su ve sabuna ulaşmamız mümkün değilse, alkol bazlı el dezenfektanları kullanılmasını öneriyoruz. İnsanlarla teması kesmemiz gerekiyor. Mecbur kalmadıkça toplu alanlara girmememiz gerekiyor. Özellikle ateş, öksürük, nefes darlığı gibi şikayetleri bulunan kişilerle sosyal mesafemizi korumalıyız. Eğer bu şikayetler olursa maskemizi takarak, en yakın sağlık kuruluşuna başvurmamız gerekiyor” dedi. Yurt dışından gelen kişilerin en az 14 gün karantina kuralına uymaları gerektiğine dikkat çeken Dr. Bakır, “Koronavirüs pozitif çıkan hastalarla teması olan kişilerin de yine aynı şekilde 14 gün karantina kuralına uyması gerekiyor” diye konuştu.
Engelliler, kronik hastalığı olanlar ve 65 yaşın üstünde olan vatandaşlar risk grubunda
Bu süreçte, kıyafetlerin en az 60 derece sıcaklıkta, normal deterjanla yıkanması ve kişisel eşyaların paylaşılmaması gerektiğini söyleyen Dr. Bakır, “Engelli vatandaşlar, kronik hastalığı olanlar ve 65 yaşın üstünde olan vatandaşlar,Koronavirüs’te risk faktörleri teşkil ediyor. Bu kişilerin daha fazla dikkat etmesi gerekiyor” dedi. Risk grubunda olanlar için evde kalmanın önemini vurgulayan Dr. Bakır, “Lütfen mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmayalım. Mecburiyet halinde dışarıya çıktığımızda da sosyal mesafemizi koruyalım, maskemizi takalım” ifadelerine yer verdi.
Koronavirüs sürecinin psikolojik boyutu
Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde görev yapan Uzman Klinik Psikolog Yücel Şavklı, Koronavirüs sürecinin bireyleri kaygılandırdığını ve fazla kaygının bağışıklık sistemine doğrudan etkisi olduğunu söyleyerek, yüksek kaygının bireylerin işlevselliğinde, günlük aktiviteleri yerine getirmede olumsuz etki yaratacağını söyledi. Şavklı, “Biz, insanlar olarak genelde yeni karşılaştığımız durumlar karşısında özellikle ilk olarak en olumsuz şeyi düşünme eğilimindeyiz. Bunu fark etmek ve gerçekçi bir düşünceyle değiştirmek gerekiyor. Bu basit farkındalık, bütün kaygı yönetim reaksiyonlarını yönetmemizde bize fayda sağlayacaktır. Tabii bununla beraber evde kalma ve sosyal izolasyon süreci içerisinde bazı reaksiyonlarımız ortaya çıkabilir. Bunu da yöneltirken kendimizi izole etmeliyiz ama sosyal ortamdaki diyaloğumuzu koparmamalıyız. Farklı teknolojik araçlarla da iletişimimizi güçlendirebiliriz” dedi.
“Bu süreçten en çok etkilenen kesim çocuklarımız olacaktır”
Bu süreçte en çok etkilenen kesimin çocuklar olduğunu ve ailenin kaygısının çocukları da etkilediğine değinen Şavklı, “Çocuğun yaş grubuna göre ve anlayabilecekleri kadar bilgiyi onlara uygun bir dille anlatmalıyız. Ailecek birlikte yapılan etkinlikler, aktiviteler, bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmada çok önemlidir. Kitap okuma, film izleme saatleri belirlenebilir. Ailecek yapılabilecek diğer aktiviteler planlanabilir. Tabii uzun süredir devam eden bir süreç içerisindeyiz. Bu sürecin geçici olduğunu onlara anlatmak ve bu süreçte nelerden dayanak ve güç alıyorsak, bunu onlara da aktarmak çok önemli” diye konuştu.
“Evde kalma sürecinde ortada bir taş var ve bu taşın altına hepimiz elimizi koyacağız”
Şavklı, bu zaman zarfında çocuklarla birlikte günlük planlama yapmayla gün içerisindeki rutinin daha rahat kontrol edilebileceğini belirterek, “Evde kalma sürecinde ortada bir taş var ve bu taşın altına hepimiz elimizi koyacağız. Kendimize düşen görevleri yerine getireceğiz. Bizler için, sizler için, herkesin bir görevi var. Sosyal izolasyona dikkat edelim, mümkün olduğunca maske takalım ve evde kalmaya dikkat edelim. Evdesin, güvendesin Mersin” ifadelerine yer verdi.