AK Parti Mersin İl Başkanı Mekin Merter Salt, “Mersin’i oluşturan tüm aktörler olarak ne olursak olalım ve siyasi düşüncemiz ne olursa olsun önemli olan Mersin’dir” dedi. AK Parti Mersin İl Başkanı Mekin Merter Salt, “Mersin’i oluşturan tüm aktörler olarak ne olursak olalım ve siyasi düşüncemiz ne olursa olsun önemli olan Mersin’dir” dedi.
AK Parti Mersin İl Başkanı Mekin Merter Salt, 14 Ocak’ta yapılan genel kurul sonrası yeni oluşan Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Yönetim Kurulu’nu ziyaret etti.
Ziyarette konuşan AK Parti İl Başkanı Salt, Mersin’de güzel şeyler olduğunu belirterek, özellikle önümüzdeki 2 yılın bu açıdan çok kritik öneme sahip olduğunu ifade etti. Mersin’in zaten Türkiye’nin inci şehirlerinden bir tanesi olduğunu ama 2013 Akdeniz Oyunları kapsamında yapılan yatırımlarla kentin daha üst seviyeye taşınacağını vurgulayan Salt, “Bunun için de herkes elinden gelen katkıyı yapmalıdır. Sonuçta yaratılan değer Mersin içindir. Bunun için de Mersin’de bir birliktelik görüntüsü veriyoruz ve bu da çok önemli. Kayseri ve Gaziantep gibi şehirlerdeki birliktelik artık Mersin’de de görülmeye başlandı. Çukurova havaalanı yapılan pazarlıklar sonucu inşaat süreci 36 değil 20 ayda teslim edilecek. Altyapı çalışmalarıyla ilgili yapılacak yollar aslında Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğundadır. Ancak biz dedi ki Mersin’e çabuk hizmet gelebilmesi Ulaştırma Bakanlığımıza giderek biz yapalım dedik. Ulaştırma Bakanlığımız da yol ve kavşakların yapımını üstlendi. Çeşmeli otobanı Taşucu’na bağlanacak ve bu yıl bunun da ihalesi yapılacak ve 2015 yılına kadar da inşallah bu projeyi de gerçekleştirmiş olacağız. Böylelikle Mersin’deki limanların hepsini otobanlarla bağlantısını sağlamış olacağız ve öbür taraftan da Silifke’den sonra sıkışan kent trafiğini de rahatlatmış olacağız” dedi.
Mersin-Huzurkent arasındaki 2x2 yolların 2x3’e çıkarılması ve aradaki ışıkların kaldırılması ile çalışmaları da Büyükşehir’in “Kaynaklarım yeterli değil” demesi üzerine bunu da Ulaştırma Bakanlığı’na kabul ettirdiklerini dile getiren Salt, “Yani bizim isteğimiz bu süreçte Mersin’e ne tür katkılar sunabiliriz şeklindedir ve bu yatırımların da takipçisi olacağız. Önemli olan Mersin’e yapılacak yatırımlardır, bunu Ahmet, Mehmet ya da başkan birinin yapması önemli değildir. Önemli olan bu yatırımların Mersin’e kazandırılmasıdır” diye konuştu. Hükümetin Mersin il başkanı olarak merkezi hükümetin burada biraz daha sorumluluk alması ve yatırımlarda biraz daha pozitif ayrımcılık yapması konusunda elinden gelen katkıyı sunmak istediğini kaydeden Salt, “Yeter ki biz Mersin’i oluşturan tüm aktörler olarak ne olursak olalım ve siyasi düşüncemiz ne olursa olsun önemli olan Mersin’e yapılması gereken yatırımlardır. Nasıl ki 2013 Akdeniz Oyunları’nı Mersin’e kazandırdıysak aynı şekilde bundan istifade ederek Mersin’in eksik olan altyapısını tamamlamak için de gerekli çalışmaları yapacağız” ifadelerini kullandı.
Mersin'de faaliyet gösteren Soda Sanayi A.Ş. tarafından Kazanlı Mahallesi'nde kurulmak istenen Sülfürik Asit Üretim Tesisi'ne karşı geçtiğimiz günlerde düzenlenen toplantıyı eleştiren Salt, Türk toplumunun bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunu ifade etti. Bu toplantıda konuşan insanların bu malzemenin nasıl üretileceğini, depolanacağını ve taşınacağını bilmediğini iddia eden Salt, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu tür sistemler kapalı sistemlerdir ve bunlardan dışarıya bir sızıntı olmaz. Yani bu tür tesisler Avrupa’da da var. Bu tesise karşı olanların yapması gereken şey buna karşı olmak değil bu tesisin nasıl kurulacağı ve nasıl üretimde bulunacağını öğrenmek olmalıdır. Bunun neticesinde eğer kente ve çevreye zararı olacağı kanaatine varılırsa işte o zaman buna karşı olmalıdırlar. Bu firmalar burada üretimini yapamadıkları için yılda 100 bin tona yakın bir ithalat yapmaktadırlar. Firma bunu ithal etmek yerine kendisi üretmek istiyor. Yani burada bunu kurdurmayız, yaptırtmayız demekten çok bu tesisin yeterli güvenlik standartlarına uygun olup olmadığını araştırıp öğrenmeleri lazım. Orada çıkıp konuşanların eminim hiçbirinin bu konuda bir bilgileri yoktur. Bunlar yanlış şeyler ve bizim bu anlayışla gitmemiz lazım. Karşı çıkanlar bilgiyle çıkmalıdırlar. Yoksa çıkıp ta böyle insanları korkutmanın bir anlamı yoktur. Biz niye topuğumuza sıkıyoruz ki.”
Bilginin kaynağını iyi araştırmak gerektiğini ve bu bölgede Mersin ve Çukurova üniversitesi gibi iki tane büyük üniversitenin kimya bölümleri olduğunu belirten Salt, “Gidin sorun araştırın çevreye ve kente bir zararı varsa o zaman karşı çıkın. Konuşmacıların hepsi sadece karşı çıkmak için kamuoyu oluşturuyor. Onun için bu konuda bir araştırma yapılması lazım. Bu araştırma sonucunda çevreye bir zararı olacaksa kapatılsın” dedi. Tesis ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirmesi onayı çıkmaması konusuna da değinen Salt, “Kamuoyunda bu tesise karşı bir kamuoyu oluşturulduğu zaman oradaki bürokratlar da korkar ona göre rapor verir. Şirketin değil kamuoyunun menfaati esastır yani önemli olan Mersin’in menfaatidir ve ona göre rapor verilmelidir. Bu tesise karşı çıkanlar 40 yıldır bu kentin göbeğinde üretim yapan gübre fabrikasına neden karşı çıkmıyor? Bu fabrika 40 sene önceki teknoloji ile çalışıyor ve oradan daha fazla gaz yayılımı var. Bu neden gündeme getirilmiyor. Bu nedenle belediye başkanlarının orada yaptığı şovu doğru ve etik bulmuyorum” ifadelerini kullandı.
Çöp depolama alanının kullanımı ve çöplerin depolanmasıyla ilgili Büyükşehir’e yüklenen Salt, çöp alanının yapımı için kente çok büyük kavgalar edildiğini ama toplanan çöplerin hiçbirinin ayrıştırılmadan toprağa gömülmesinden şikayet etti. Çöplerin ayrıştırılmadan toprağa gömülmesinin milli servet kaybına neden olduğunu kaydeden Salt, “Bunun içinde naylonu, demiri, camı ve kağıdı ayrıştırılabilir. Öbür yandan çöp depolama alanında metan gazları çıkıyor ve buradan elektrik üretilebilir ama bu konuda da hiçbir faaliyet yok. Bu bir milli servet ve belediye bu çöplerin ayrıştırılmasıyla ilgili bir ihale açsa herkes girer. Eğer bu çöpler ayrıştırılmış olsaydı hem çöp alanı daha geç dolar hem de kullanım süresi daha da uzardı” diye konuştu. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan’ın sık sık “Şeref projemiz” diye lanse ettiği Aquapark projesinin Mersin 1. İdare Mahkemesi tarafından kıyı mevzuatı hükümleri ile şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Salt, “Kel başa şimşir tarak misali kentin öncelikli sorunları varken bu proje ortaya atıldı. Kentin öncelikli sorunları ve ihtiyaçları dururken kamu tarafında aguapark yapılmasını çok uygun görmüyoruz. Aguapark yapılmasın mı yapılsın ama böyle bir borçlanmayla değil. Belediye bunu yap-işlet-devret modeliyle yapmış olsaydı hem borçlanmazdı hem de daha çabuk yapılırdı” şeklinde konuştu.
Nükleer santral ile tepki ve eleştirilere de yanıt veren AK Parti İl Başkanı Mekin Merter Salt, Japonya’daki fukuşima nükleer kazasından sonra dünyada nükleere karşı bir duygusal iklim oluştuğunu bunun da insanlar da bir korku oluşmasına neden olduğunu belirtti. Almanya’nın bu gazla nükleer santrallerini kapattığını ve dışarıdan ithal etmeye başladığını ama daha fazla dayanamayıp yeniden açmak zorunda kalacağını dile getiren Salt, nükleer santrallere karşı olan esas lobinin doğalgaz şirketleri olduğunu ifade etti. Doğalgaz lobisinin nükleer, kömür ve hidroelektrik yapılmasına karşı olduğunu vurgulayan Salt, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çünkü ortada büyük bir ekonomik pazar söz konusudur. Nükleerden enerji üretemezsek nereden üreteceğiz. Ülkenin enerji açığını nereden kapatacağız. Bu sene hidrokarbona ödediğimiz para 50 milyar dolar. Bunun içerisinde de en fazla parayla 30 milyar dolarla doğalgaz tutuyor. Bu bizim açımızdan sürdürebilir bir durum değildir ve bu kadar yüksek rakamların altından kalkamayız. Çünkü Türkiye’nin enerji ihtiyacı her geçen yıl yüzde 8 artıyor ve bu artışı da bir şekilde karşılamamız lazım. Bunun içinde nükleer santrallerin yapılması gerekir ve daha çok yapılacak. Bu sadece Mersin ve Sinop’la sınırlı kalmayacak. Burada yapılan santralle ilgili olarak ta nükleer santral yapımında tek otorite uluslar arası atom enerjileri komisyonudur. Bunların sertifika vermediği bir firma nükleer santral yapamaz. Türkiye burada tek kuruş para harcamayacak. Ruslar gelip yatırımlarını yapıp elektriklerini üretip Türkiye’ye satacaklar. Türkiye sadece iki ünite için 10-15 yıllık bir satın alma garantisi vermiş durumda. Yani diğer üniteler için fiyat işine gelirse alır işine gelmezse almaz. Yani Ruslar için böyle de bir risk vardır. Kullanılmış yakıt çubukları da Türkiye’de kalmayacak ve Ruslar alıp götürecekler. Bana göre şartları çok uygun bir antlaşma yapılmış. Bunun yanında santral yapımında ve sonrasında da büyük bir istihdam da sağlanmış olacak.” 
|
